Minik Pati, yardıma gereksinimi olan evcil hayvanların sahiplendirilmesi düşüncesiyle yapılmıştır. Sokakta da olsa, tehlikelerden uzak biçimde, sağlıklı olarak yaşayabilen hayvanların ilanları sitede yayınlanmaz. İlan sahibi, veteriner, konaklama, aşı parası gibi adlar altında, alıcıdan ücret talep edemez.

Pati Dostları

Özgün Öztürk ve Yaşam Hakkına Saygı (23/07/2008)


Özgün Öztürk, 1971 Manisa doğumlu. Öğretmen olan anne babasının sürekli tayini çıkması nedeniyle çocukluğu kendi deyimiyle “oradan oraya sürüklenerek” geçmiş. Son ve en uzun durak İzmir olduğu için İzmir’liyim diyor. İngilizce İşletme mezunu, event marketing sektöründe hizmet veriyor. Eski hobileri özellikle şifacılık, uzak doğu mutfağıymış. Şimdi ise boş zamanlarının tamamını YHS kaplıyor.



Yakın geçmişte hayvanlarla ilgili faydalı bir çok projeye imza atan YHS adında bir platform oluşturdunuz. Biraz bundan bahseder misiniz?

Hayvan korumacı olarak ben bilinçlendikçe ve daha çok öğrendikçe bu işin sadece sahiplendirmeden ibaret olmadığını, olmaması gerektiğini anladım. Benim bakış açım değiştikçe, bu isim dar gelmeye başladı. Tek derdim insanlara onların çektiklerini anlatmak, onların varoluşlarına saygı duymalarını sağlamaktı. Bu dünyaya doğmayı onlar seçmemişlerdi. Bizlerin de hayvanların efendisi gibi davranma, onlara istediğimiz eziyeti yapma, Allah’ın onlara verdiği canı alma lüksümüz yoktu. Bunun gibi düşüncelerle www.yasamhakkinasaygi.com doğdu.

Bir röportajınızda hayvanlarla ilgili aktif çalışmalarınızın 2000'li yılların başından itibaren başladığını söylüyorsunuz. Bu ani değişim nasıl oldu?

Ataşehir barınağına gitmemle oldu. Gazetede Ajda Pekkan’ın bir barınak ziyareti haberini görmüştüm. Barınakların köpek çiftlikleri olduğunu düşünerek ve “ayy ne güzel daha çok köpek sevicem” diyerek gittim ve ilk günüm ağlaya ağlaya kafesleri dolaşmakla geçti. Sonrasında Ataşehir aktif gönüllüsü oldum. Her pazar birkaç arkadaşımla gidip bebek bölümünü temizliyordum. Resim çekip sahiplendirme yapıyordum. Bu şekilde www.kopeksahiplen.com sitesi doğdu.

YHS’nin şu anki projeleri nelerdir?

YHS’nin bir çok projesi var. Önümüzdeki günlerde yeni projelerle karşınızda olacağız. Sürekli çalışmalardan birisi “ASKIDA İLAÇ VE MAMA, BARINAKLARA” çalışması. Barınaklara yardım etmek isteyenlerle, ihtiyaç sahibi barınakları buluşturuyoruz. Piknikli barınak gezileri düzenliyoruz. İzmir’de 5 kez gerçekleştirdiğimiz bu ziyaretleri İstanbul’da henüz 1 kere yapabildik. Eylül ayında tekrar başlayacağız.

Yine YHS'nin projelerinden biri olan 5.199.000 imza kampanyası hakkında neler söylebilirsiniz?

Bildiğiniz gibi mevcut 5199 sayılı hayvanları koruma yasası kesinlikle yeterli değil, cezalar çok hafif ve caydırıcılığı yok. Malazgirt’de işkence edilerek öldürülen kurt için bireysel olarak bir yıl boyunca uğraştım. Gerek yurtiçi, gerekse yurtdışı katılımlı binlerce imzalı dilekçeler gitti. Sonuç ise sadece 4 kişiye 225 YTL para cezası oldu. Bunun gibi örnekleri hergün yaşıyoruz. Bu nedenle yasanın cezalarının ağır para cezası veya hapis cezası olması için, TCK kapsamına alınması için bu çalışmayı başlattık.


5.199.000 gibi bir hedef oldukça yüksek. Bu da bilinçli bir seçimdi. Günü birlik kampanya hedefi koymadık. Amaç toplumda farkındalık yaratmak, sokaktaki insanı bilinçlendirmekti. Bu da belli bir zamana yayılmış çalışmalarla olacaktı. Bunu iki şekilde yürütüyoruz. Birincisi internet sitemiz üzerinden imza kampanyasıyla, ikincisi stand çalışmaları yaparak. Şu anda 25.000 imzayı tamamladık. Siz de bu kampanyaya destek olmak isterseniz; Burayı Tıklayın.

Hobileriniz arasında fotoğrafçılık da var, daha çok nasıl fotoğraflar çekiyorsunuz? En çok görüntülemeyi istediğiniz fotoğraf karesi hangisi?

Aslında benimki hobi değil, zorunluluk. İşim gereği birçok işi kendim yapıyorum. Diğer taraftan hayvanlar için amatörce web sitesi yapıyorum. Fotoğrafçılıkta bu zorunluluklardan biri. An’ı çekiyorum aslında. Doğal fotoğraflar çekmeyi, insanların ve hayvanların en doğal hallerini yakalamayı seviyorum. Çünkü tek gerçeklik, gerçek hisler o anda mevcut. Hayvanların fotoğraflarına ruhlarını yansıtmayı, binlerce cümle kuran o bakışlarını anlatabilmeyi deniyorum. Ne kadar çok başarabilirsek, o gözler o kadar çok insanın kalbine değecek.

Evdeki hayvanlarınızdan biraz bahseder misiniz, eğer konuşabilselerdi en çok neyinizden şikayet ederlerdi?

Evde şu anda sabit bir tek köpeğim Roka var. Kendisi sokak köpeği. 13 yaşında terrier olan Niki’mi geçen sene kaybettim. Ancak eve gelen giden hayvan hiç eksik olmuyor. Sürekli baktığım hayvan benim söz verdiğim, onun yaşamını en üst düzeyde düşünmek zorunda olduğum hayvandır. Eğer ona olan sorumluluklarımı eksik yerine getirirsem, diğer çalışmalarım birer şovdur olur. Bu nedenle Roka’nın iyiliği, mutluluğu, sağlığı ve psikolojisini maksimum düşünüyorum. Gelen giden hayvanlara alışkın olsa da her seferinde başta biraz bozuluyor.


Ancak o kadar şanslıyım ki Roka gerçek bir melek. Kedi yavrularından, yavru köpeklere, yetişkinlere kadar herkese gerçekten inanılmaz iyi davranıyor. Bebeklere karşı ise dişi köpekden bile daha sabırlı ve pozitif yaklaşıyor. Sanırım en çok şikayet ettiği şey, zırt pırt eve gelen ve onun hükümdarlığına ortak olan hayvanlar olacaktır. Önümüzdeki günlerde aramıza bir de iki gözü degörmeyen bir köpek katılacak. O da sürekli bizimle yaşayacak. Şu anda yuva aradığım bir golden var, onun gitmesini bekliyoruz.

Hem bir hayvan korumacı hem de fotoğrafla ilgilenen biri olarak Minik Pati'nin düzenlediği "Sokaklar hayvanlarla güzel..." fotoğraf yarışması ile ilgili düşüncelerinizi alabilir miyiz?

Toplumda farkındalık yaratmak adına son derece önemli bir çalışma. Sayenizde bir çok insanın algısı değişti, buna eminim. Dilerim her sene tekrarlanır ve gelenekselleşir. Çok teşekkürler.


Bizler de size bu keyifli söyleşi için teşekkür ederiz.


Tüm Pati Dostları Yazıları