Minik Pati, yardıma gereksinimi olan evcil hayvanların sahiplendirilmesi düşüncesiyle yapılmıştır. Sokakta da olsa, tehlikelerden uzak biçimde, sağlıklı olarak yaşayabilen hayvanların ilanları sitede yayınlanmaz. İlan sahibi, veteriner, konaklama, aşı parası gibi adlar altında, alıcıdan ücret talep edemez.

Pati Dostları

Pati Dostu Hamile Anneler -II- (07/02/2007)

Geçen hafta konumuz genellikle kadınların hamilelik döneminde evden uzaklaştırılan ev hayvanları idi. Bu konuda üyelerimizden yoğun mesajlar aldık ve aşağıda okuyacağınız Derya, Şehvar ve Başak Hanımla bir röportaj hazırladık. Önümüzdeki haftalarda bir veteriner hekim ve kadın doğum doktoru ile kadınlarımızın hamilelik döneminde hayvan bakımı hakkında bir röportajımız daha olacak.

Sizleri kısaca tanıyabilir miyiz?

Derya Avcuoğlu:
29 yaşındayım, fotoğrafçıyım. Yıldız Teknik Üniversitesini bitirdim. Evliyim iki yaşında bir kızım ve iki kedim var. Gümüş üç buçuk, Müslüm üç yaşında. Gümüş gelene kadar yolda kedi köpek görsem yolumu değiştirirdim. Eşim hayvanları çok sever. Üç buçuk yıl önce Gümüş’ü boğulmak üzere bulduğunda evimize getirdi, “biraz kalsın sonra istersen sokağa bırakırız” dedi. Kedilerden korkan ben, gitsin diyemedim ve onu çok sevdim. İlk kızım oldu o benim. Sonrada oğluşum geldi. Şimdilik iki taneler. Sokakta da kedilerim var onlara da bakıyorum. Bütün hayvanları seviyorum, hepsine içim titriyor. Kızıma da bu sevgiyi aşılıyoruz. Sokakta gördüğümüz kedilere mama vermeden yürüyemiyoruz.

     

Şehvar GÖKDOĞAN: 29 yaşındayım, halkla ilişkiler uzmanıyım, eşimin işi dolayısıyla Eskişehir’de yaşıyoruz. Yedi buçuk aylık bir oğlum var, adı Öncü Erk. Bebekliğimden beri hep evde hayvanlarım oldu. İlki kocaman bir av köpeğiydi, birlikte büyüdük. Sonra yine kocaman bir köpeğim oldu. Dokuz yaşımdan sonra kediler favorim oldu. Evde ve dışarıda sayısız kedi besledim. Balık, kaplumbağa gibi minik hayvanlarla da uzun süre yaşadım. Şu anda iki kedim var. Ancak anlaşamadıkları için biri burada bizimle yaşıyor. Diğeri Ankara’da teyzemin evinde yaşıyor, her ikisi de çok memnunlar.

     

Başak İzat ÖZBATIR: 33 yaşındayım. Uzun zaman TV-Sinema sektöründe yönetmen yardımcılığı, seslendirme ve oyunculuk yaptım. Kendimi bildim bileli hayvanlarlayım. Bebekliğimde iki tane köpeğimiz vardı, daha sonra da başka köpeklerimiz oldu. Çocukluğum sokakta bulduğum yavru hayvanları eve getirip babama yalvarmakla geçti. Sokağımızın kedilerinden birinin (adını Ciciş koymuştum) yavrusunu bize getirip "birlikte yaşayalım" demesinden bu yana, yani dört buçuk yıldır Çıkın adında bir kedi oğlum var.

     

Hamile olduğunuzu öğrendiğinizde ne hissetiniz ve hamilelik döneminde nelere dikkat ettiniz?

Derya Avcuoğlu:
Çok beklenmeyen bir bebekti Ela. Çok heyecanlandık eşimle birlikte. Düzenli kontrollerimizde kedilerimizle ilgili herhangi bir sakınca olmadığını öğrendik ve çok sevindik. Sadece tuvaletlerini ben temizlemedim o kadar. Veterinerimizde bebek için hiçbir sakınca olmadığını sadece üç ayda bir yapılan kist aşılarını iki aya düşürmemin iyi olacağını söyledi. Bunun haricinde geceleri beraber uyumaya devam ettik. Kolumun ve bacaklarımın üzerinde yattılar hep, ben de onları kocaman öpmeye devam ettim. Ve Müslüm’le Gümüş kardeşlerine kavuştular.

Şehvar GÖKDOĞAN: Hamileliğim planlı olmadı, öğrendiğimizde çok sevindik. İlk kan testlerinde özellikle toksoplazmaya baktırdım ama içim rahattı. Kedilerimin aşıları ve kontrollerini düzenli yaptırdığım için hiç endişelenmedim. Dışarıdan gelen “kedileri kapının önüne koyun” seslerine hiç prim vermedim. Kadın doğum doktorum sağlıklı bir kediyle (köpekler hakkında bilgim yok) büyüyen bebeklerin alerji riskinin düşük olduğunu söyledi. Böylece kedimle kucak kucağa dokuz ayımızı geçirdik. Tek dikkat ettiğim dışkısından uzak durmak oldu ki zaten yakın olmak pek mümkün değildir. Kedi sahipleri bilir.

Başak İzat ÖZBATIR: Hamile olduğumu öğrendiğimde çok sevindim tabii. Ama ne yalan söyleyeyim toxoplazma negatif çıkınca çok endişelendim. Çıkın'a hep oğlum gözüyle baktığım için, çok büyük, çok ciddi bir sorun olmadıkça ondan vazgeçmeye niyetim yoktu. Doktorumun da önerisiyle Çıkın'la ilişkimi kumunu temizlememek, sokağa çıkan bir kedi olduğu için fazla öpüşüp koklaşmamak olarak düzenledim. Ama yine de yatakta ayakucumuzda uyumasına izin verdim.

Hamile olduğunuz dönemde sizce evdeki kediniz&köpeğiniz bunu hissetti mi? Tepkileri nasıldı hamileliğiniz boyunca?

Derya Avcuoğlu:
Kedilerim sanırım hissettiler çünkü hamileliğimin başlangıcından itibaren asla karnıma çıkmadılar. Birde sürekli göğsümü kokladılar.

Şehvar GÖKDOĞAN: Hamile olduğum dönemde benimle yaşayan kedim(Mırni) sık sık kucağıma oturdu sadece dizlerime ve karnıma ağzını yaklaştırıp gırladı. Mide bulantıları çektiğimde, tuvalette çıkarttığımda hep başımda bekledi. Beni hiç tırmalamadı. Bebeğin doğumundan bir gün önce çektiğim doğum sancısı sırasında karnıma yaklaşıp iyileştirmeye çalıştı. Ankara’da yaşayan kedim ise (Fırfır) benim yanıma hiç yaklaşmadı. Bebeğimin yanına da hiç yaklaşmıyor halen. Mırni, Öncü Erk doğduktan sonra biraz çekindi ama şimdi oğlumun kendisini mıncıklamasına ve sallamaya çalışmasına hiç kızmıyor, sakince yanına yaklaşıyor. Birbirlerini seviyorlar ve bu beni mutlu ediyor. Toplumumuza hayvan seven bireyler kazandırmak dünyanın en güzel işi bence.

Başak İzat ÖZBATIR: Çıkın biraz ilgisiz bir kedi. Aslında elbette hissetti hamileliğimi, özellikle bendeki değişimleri gözledikçe ve karnım büyüdükçe. Ben uzandığım zaman hep kucağıma çıkıp karnıma boylu boyunca yatardı. Hamileliğim sırasında pek yatamadı ama yan yattığım zaman karnıma dokunarak yanımda yattı. Bir de hamileliğin yarattığı duygu patlamalarımda hep beni teselli etmeye çalıştı. Mutlaka bana dokundu, aslında çok kıl bir kedidir, ama o dönemde bana hep şefkatli davrandı. Asıl fark Anka'nın odasını alıp kurduğumuzda oldu. Kesinlikle O'nun yatağında yatmak istedi. Yatağa çıkmasına izin vermeyince çok şaşırıyordu ve küsüyordu bize.


Kadınlarımızda hamilelik konusu gündeme geldiğinde genellikle hayvanlarımız evden uzaklaştırılıyorlar, bu konuyla ilgili düşünceleriniz nelerdir?

Derya Avcuoğlu:
Bu konu beni tek kelimeyle çıldırtıyor. Hamilelik dönemine kadar el bebek gül bebek baktığımız, bizi eğlendiren göz bebeklerimiz, arkadaş sohbetlerimizin bir numaralı kahramanları. Bir anda büyük tehlike oluveriyor bazılarının gözlerinde. Hâlbuki bizden sevgi ve biraz da mama bekleyen dostlarımızın gerçekten bir zararı yok bebeklere. Onlar sadece alıştıkları yerde hayatlarını devam etmek istiyorlar. Çoğu zaman bizim bebeğimize en az bizim kadar sevgi besliyorlar. Ben hayvanların ahının alınmasına çok inanıyorum. Eğer hayvanınızı göndermeyi düşünüyorsanız bence Allah’ın adaletinden korkun!

Şehvar GÖKDOĞAN: Hamilelik ve bebeğin büyüme döneminde evden hayvanların uzaklaştırılmasını korkunç buluyorum. Bunu yapanları insan olarak nitelendiremiyorum, çünkü hiç bir hayvanın yapmadığını insanların yapmasına anlam veremiyorum. Petler iyi bakıldığı zaman tehlikesizdir, bunu bilmek için azıcık bilgi yeterli bence.

Başak İzat ÖZBATIR: Bence kesinlikle çok yanlış. Allah korusun çok ciddi bir soruna yol açmıyorsa neden evden uzaklaştırılsın? Hayvanlarımız da aynı bizler gibiler. Seviyor, özlüyor, seviniyor, üzülüyor, kızıyor, kırılıyorlar. Hayvan bakmak büyük bir sorumluluktur. İyi düşünüp öyle almak gerekir. Maalesef bizim ülkemizde çok fazla hayvan, hamilelik veya sıkılmak gibi başka birçok nedenden dolayı sokağa, yani ölüme terk ediliyor. Bence hayvanını terk etmek, çocuğunu, dostunu, kardeşini terk etmekle eşdeğer.

Tüm Pati Dostları Yazıları