Türküler

Tren Ankara garında bekler. Vagonun deliğinden yerde bir çocuğun elinden düşürdüğü simidi gören Çiftgöz çıkacak delik bulamadığı için ağzından sular akarak ona bakmaktadır. Sığırların sahibi hayvanlarını kontrol etmek için kapıyı açtığında kedicik yıldırım gibi dışarıya fırlar. Adam çok korkmuş ve şaşırmıştır yük vagonundan çıkan kediye. Çiftgöz simidi kapıp bir köşeye çekilir ve yemeğe başlar. Bu sırada onu gören on yaşlarında bir kız çocuğu, annesine gözleri iki renk olan bu kediyi göstererek onu alıp eve götürmeleri için yalvarır. Aç karnını doyurmaya çalışan bizim Âşık, çocuğun yalvarıp sonra da ağlamasının nedenini anlayamamıştır. Ta ki, çocuğun babası onu kucaklayıp otomobiline götürünce durumun ayırdına varır. Anne arabanın önüne, çocuk da arkaya kedinin yanına biner. Çiftgöz şaşkındır. Araba İstanbul yönüne değil de Kayseri yoluna doğru ilerlemeye başladığında sazını tellerine vurur.


Haydi bakalım şimdi
Gördünüz mü olanı
Görün şimdi bakalım
Saçlarını yolanı

Nedir başıma gelen
Söyler misiniz bana
Ulan akılsız Çiftgöz
Ne diyeyim ben sana

Ah benim aptal kafam
Adam olmayacaksın
Dışarı da çıkamam
Şimdi ne yapacaksın

Bırak beni gideyim
Çakırım beni bekler
Bu tersine yol alış
Yoluma yollar ekler

Geleceğim Çakırım
Geleceğim sonunda
Seni düşünüyorum
Bu Kayseri yolunda