Minik Pati, yardıma gereksinimi olan evcil hayvanların sahiplendirilmesi düşüncesiyle yapılmıştır. Sokakta da olsa, tehlikelerden uzak biçimde, sağlıklı olarak yaşayabilen hayvanların ilanları sitede yayınlanmaz. İlan sahibi, veteriner, konaklama, aşı parası gibi adlar altında, alıcıdan ücret talep edemez.

Hikayeler

04/05/2007 BOBO


Bobo ile ilk tanıştığımda 2003 senesinin yaz gecesiydi. Gece kapı vuruldu, bir arkadaşımla oturuyorduk, gittim kapı deliğinden baktım, kimse yok. Tam oturduk tekrar kapı vuruldu. Bir açtım kapıyı karşımda iyi bakılmış bir sokak köpeği. Boynunda pahalı bir tasma! Eve girdi ve bir m2’lik koridora düştü bayıldı. Evet, bayıldı! Arkadaşımla kalakaldık. Kocamanda bir köpek! Evde kedim var, görse sinirden gözümü oyar.

Neyse, baktık bir yerinde bir şey yok, kapattım koridor kapısını yattık. Bu arada bütün gece gök gürültüsü gibi horladı.



Ertesi sabah, Bobo uyanmış, uslu-uslu oturuyor. Yemek verdim, “vah zavallı, kesin sahipleri sokağa atmış” diye düşündük, çok üzüldük. Bobo’yu bahçede Momo’nun yanına koyduk. Adını da Bobo koydum, bir günde öğrendi adını. Birde galiba çok dayak yemiş, sevmek için yaklaşıyorum, yere yatıyor, acıklı sesler çıkarıyor. İçimiz ezildi, yıkıldık üzüntüden.

Sonraki günler Bobo’yla maceralarımız başladı. Momo’dan nefret etti. Momo’yu günde düzenli üç posta dövüyordu. Elinden zor alıyorduk. Momo’nun kulübesi kocaman, ama Bobo bu kulübeyi kimseyle paylaşmak istemedi. Momo’yu atıyor kulübeden kendi kuruluyor içine. Ohhh gel keyfim gel. Allahtan çok sıcak bir yaz. Momo’nun üşüme durumu yok ama Bobo misafir değil, ev sahibi havalarında.

Birkaç gün sonra sevmek için yaklaştığımızda yere yatmalar, acıklı ağlamalar bitti. Kısa süre sonra kendini sevdirmeler de bitti. Günde iki kere kaçıyor, site yönetimi beni arıyor, özürler diliyorum. Milletin bahçesine girmiş, kocaman kakalar bırakıyor, bana yazılı uyarılar geliyor. İş dönüşü sokaktan, komşuların bahçesinden devamlı kaka topluyorum. Bahçeye yeni aldığımız bambu takımını da bir güzel kemirdi bu arada. Neyse…

Bahçenin etrafına kaçamasın diye ahşap bir kapı yaptırdık. Oradan da zıplıyor, kaçıyor. Artık site sınırlarında da gezmiyor, Tarabya, İstinye, Sarıyer… Künyesi de var ya! Arıyorlar gidip alıyoruz, ama öyle kolay alamazsınız Bobo’yu arabanın içine. Hırlıyor, ağzını bağlayıp sokuyoruz. Evet, anladık hayatını yaşamak istiyor. Bütün gün gezecek, bir tek karnını doyurmaya gelecek. Evi otel gibi kullanacak. Bu arada Momo şaşkın, Bobo’ya hayretler içinde bakıyor. Tabii Bobo’nun anlamadığı bir şey var, devamlı özgür bıraksak, itlaf ekibine yakalanacak ve kim bilir başına neler gelecek.

….

Bir gece Bobo tümden kaçtı. Her yerde aradık. Yok! Hiçbir yerde yok. Bir hafta sonra bir hanım geldi kapımıza. Bobo’nun onlara sığındığını, herhalde çok eziyet gördüğünü, sevmek istedikleri zaman yere yatıp acıklı-acıklı bağırdığını söyledi. Herhalde suratımda alaycı bir ifade oluşmuş, kadıncağız bakakaldı. “Eziyet mi?” dedim. “Altı aydır bakıyorum ben ona, ne eziyeti? Tatil köyü gibi geziyor, tozuyor, karnı tok, kulübesi harika, hastalandı ne şuruplar, ne antibiyotikler, birde her sinirlendiğinde üzerime hırlıyor…” “Aaa?” dedim hanım.

“ — Hırlıyor mu?”

Meğer Bobo birkaç aydır o evde takılıyormuş. Beni terk edecekmiş de yerini hazırlıyormuş. Gittim hanımın evine, zaten komşuymuşuz farkında değiliz. Bobo evin içinde keyif çatıyor. Tamam, çok güzel, problem yok. Momo’da mutlu oldu, artık günde üç posta dayak yemeyecek.

Aradan yaz geçti, duydum ki Bobo yeni ailesiyle yazlığa gitmiş. Villada kalmış, havuza girmiş. Çok sevindim. Biz tatil yapamadık ama Bobo havuzlarda.



Birkaç ay sonra; sitede yürüyorum, aaaa..? Bobo! Bir beyefendi gezdiriyor.

“Affedersiniz, bu Bobo’mu?” dedim.

Bu arada Bobo’yu sevmeye çalışıyorum, suratıma bakmıyor, tanımıyor beni. Kafasını yana çevirdi, iğrenç bir şey görmüş gibi.

“Evet” dedi, adamcağız.

Bobo onlara taşınmış. “Demek ki eski ailesinde mutlu değildi” dedi. Bakakaldım. Bobo şöyle bir baktı bana alaycı-alaycı yürüyüp gittiler.


Benden bir önceki ailesiyle görüştüm, o yere yatıp ağlamalar hemen bitmiş, kendi kafasına göre takılmak istiyormuş. Mesela tüm gün Tarabya sokaklarında cirit atmak gibi.
Sonra bir gecede ortadan yok olmuş ve bu beyefendinin evinde ortaya çıkmış. Şansımıza yine komşumuz çıktı yeni sahibi.

Kısa bir süre sonra duyuyorum ki Bobo bizim sitede başka bir villaya taşınmış. Onu gezdirirken gördüğüm adamcağızı da terk etmiş. Yeni evinde Bobo’yu görmeye gittim. Kocaman bir bahçe, kulübesi çok büyük, onu çok seven dört hanım.

Bobo her defasında daha iyi yerlere kapak attı. Benden sonra ilk kaçtığı ev onu gerçek etle besliyormuş, kuru mamayı beğenmediği için ve onlarla seyahate gitti. Bizim bahçe küçük, küçük beyi Karayipler’e seyahate götüremedik. Tüm suçumuz bu. Sonraki beyde devamlı gezdiriyordu, uzun uzun.

Yeni taşındığı evinde bahçesi çok büyük ve kulübesi de. Yeni sahibine Bobo’nun eski hayatında kesinlikle insan olduğunu düşündüğümü söyledim. Reinkarne bir köpek. Sizinle işi bittiğinde Bobo gider. Daha iyi bir ev bulduğunda toz olur. “Eğer, Bobo kaçmayı başarırsa bu sefer Tarabya sırtlarındaki lüks villalara taşınacak. Çünkü her seferinde daha iyi bir yere kapağı attı.” dedim sahibine. Bu arada Bobo’nun yanına gittim, “Oğlum” dedim, ilk önce şöyle tanımıyor gibi yapacaktı ama sonra ne düşündüyse bana bir tezahürat, bir ağlama…

Ama niye? Çünkü bahçe büyük, fakat çitle çevrilmiş, oradan kaçıp kafasına göre takılamayacak artık. Beni çıkar buradan diye bağırıyor.

“-Hadi oradan numaracı, bizler böyle güzel, çiçeklerle donatılmış bahçede oturmuyoruz. Sokaklarda ölmek mi istiyorsun, Bobo? Otur-oturduğun yerde,” dedim. Sustu ve hırladı! Etrafıma şöyle bir baktım: Dolu yemek kabı, bol oyuncak, her çeşit lükse sahip. En önemlisi çok fazla seviliyor ve ilgi görüyor...

Her gün bir sürü hayvan sahiplendirmeye çalışıyoruz. Söyler misiniz hangisi Bobo kadar şanslı? Ben biraz da Bobo’nun bu yüzden eski hayatında insan olduğu fikrine “kendi, kendime gülsem de” inanmak zorundayım. Plancı Bobo! O gece kapı vurulduğunda onu belki de ailesi terk etmemişti. Bobo onları terk etti ve her seferinde de doğru insanlara pılını-pırtını toplayıp taşındı.

Bobo halen sitemizde komşumuzun evinde keyif çatmakta. Geçen gün gidip gördüm biraz da kilo almış.

Her hayvan senin kadar şanslı olsun, Bobo !

Didem Gürçay Bilgeç
editor@minikpati.com

Tüm Hikayeler