Minik Pati, yardıma gereksinimi olan evcil hayvanların sahiplendirilmesi düşüncesiyle yapılmıştır. Sokakta da olsa, tehlikelerden uzak biçimde, sağlıklı olarak yaşayabilen hayvanların ilanları sitede yayınlanmaz. İlan sahibi, veteriner, konaklama, aşı parası gibi adlar altında, alıcıdan ücret talep edemez.

Pozitif Köpek Eğitimi

Çocuk Ve Köpek (22/04/2009)

Bu konuyu üç ana başlık altında incelemek gerekir.

1. Genel olarak çocuklara köpekleri ve diğer bütün canlıları sevmeleri ve saygı duymaları için neler yapabiliriz?

2. Evimizde bir köpek varken çocuk sahibi olmaya karar verirsek neler yapmalıyız?

3. Evimizde çocuğumuz varken köpek sahibi olmaya karar verirsek neler yapmalıyız?


Bana göre ilk maddeyi doğru bir şekilde ele alıp çocuğumuzu hayvan sevgisi ile yetiştirebilirsek 3. konu da kısmen çözülmüş olur. Kendimiz hayvanlardan korkmuyorsak çocuğumuzun korkması pek olası değildir. Bu işte anneler daha ön plandadır. Bir ailede anne köpeklerden korkuyor ise çocuk da korkuyor, babanın korkuyor olup olmaması durumu çok fazla etkilemiyor. Anne seviyor ise o zaman çocuk da seviyor. Bu yüzden bütün aile bireylerine ama en çok annelere sesleniyorum; lütfen eğer siz korkuyor ve hatta sevmiyor olsanız bile çocuğunuzun iyiliği için onlara bu korku ve sevgisizliği aşılamayın. Ülkemiz şartlarında, sokak hayvanlarının bu kadar bol olduğu bir ortamda büyüyen çocukların o korku ile ne büyük stres yaşadıklarını en iyi siz bilirsiniz. Onlara bu stresi yaşatmamak ve sokak hayvanlarının korunması adına onlardan korkmak yerine onlar hakkında bilgi edinmek en doğrusudur.


Konuştuğum insanların anlatımları, yaşadığım tecrübelere ve yapılan istatistiklere göre çocuklarımızın hayvanlara yaklaşmamalarını istemekteki en büyük nedeni sağlık endişesi. İkinci neden ise bir hayvan saldırısına uğramış olmak ya da uğrama korkusudur. Ya o köpekten bir hastalık bulaşırsa endişesi çok yaygın ancak kediler için aynı endişe söz konusu değil. Kediler sağlık endişesi değil, genellikle sevilmedikleri için hırpalanıyorlar.

Öncelikle unutulmamalıdır ki zoonoz hastalıklar denilen, hayvandan insana geçebilecek hastalıklar öyle bir kere sevmekle kolay kolay geçmezler. Bu sebeple hastalık bahanesi ile çocukları korkutup hayvanlardan soğutmak çok yanlıştır. Aksine yapılan araştırmalar göstermiştir ki bir hayvan ile birlikte büyüyen çocukların sağlık sorunları daha az olmaktadır. Alerji olma olasılıkları düşmekte, astım gibi solunum yolu hastalıklara daha az rastlanmakta ve psikolojik olarak çok daha rahat bireyler olmaktadırlar. Doğru teknikler öğretildiğinde köpekleri eğitebilme fırsatı bulan çocuklar çok daha özgüvenli ve sosyal becerileri gelişmiş bireyler olurlar.

Unutulmaması gereken önemli bir nokta da şudur; herhangi bir nesneden ne kadar soyut büyürseniz ondan korkma olasılığınız o kadar fazladır. Küçüklüklerinde hayvanlarla iç içe büyüyen çocukların büyüdüklerinde onlardan korkma ihtimalleri çok düşüktür. Çocuğunuzu hayvanlardan ne kadar uzak tutarak büyütürseniz (diğer konu başlıklarında daha detaylı anlatacağım) o kadar korkan ve duyarsız yetişkinler olurlar. Bu nedenle çocukların her türlü hayvanla sosyalleşebileceği doğal ortamlara, çiftlik ortamlarına girmek çok faydalı olur. Hiç olmazsa yaz tatillerini bu tarz yerlerde geçirmek onların ruh ve beden sağlıkları için çok faydalıdır.

Çocuklarımızı hayvanlardan korumaya çalışmak yerine sokak hayvanlarının ıslahı, çiftlik hayvanlarının denetimi gibi konularda belediyelere destek olmak, bilinçli kişiler olarak denetim ve koruyucu tedavilerin vaktinde yapılması için ısrarcı olmak en doğrusu olacaktır. Bizim yaklaşımımız çocuklarımıza örnek olacak ve ilerde onlar da aynı özen ve sevgiyi hayvanlara verecektir.

Bir köpeğin açlıktan kemikleri sayılıyorken size hırlamasının sebebi size zarar vermek değil, o kadar halsizken kendisine bir şey yapacak olursanız kendisini koruyamayacağı korkusu ile önceden tedbir almasındandır. Sokağa çıkarken evde yemediğimiz yemek artıklarını bir kaba koyup onlara götürmek hem onların karınlarını doyurur hem de ömür boyu ücretsiz koruma sahibi olmanızı sağlar. Bu hareketi çocuğunuzla birlikte yapmanız ise hem ona güzel bir örnek olur hem de ona bir canlının karnını doyurabilme mutluluğunu hissettirir.

Sokakta bir hayvan gördüğünüzde çocuğunuzun elini daha sıkı tutup, “gel orda köpek var diğer taraftan gidelim” diyip çocuğa hayvanlardan korkması gerektiğini fark etmeden öğretmek yerine, hiç bir şey söylemeden karşıya geçmeniz bile bir faydadır. Ya da daha güzeli, korkuyor olsanız bile, “gel onları rahatsız etmeyelim bak uyuyorlar” diyip karşıya geçmeniz ise bir artıdır. Çocuğunuza uyuyan bir köpeği rahatsız etmemesi gerektiğini, hayatının her döneminde kullanacağı, bütün canlılara karşı empati kurma yetisi kazandırmış olursunuz. Bu kadar basit bir değişiklik ile siz korkuyor olsanız bile çocuğunuza hayvan sevgisi aşılayabilirsiniz.

Köpeklerin beden dillerini bilmek ve bunları çocuklarımıza öğretmek de onları tanımaları ve ne zaman ne yapmaları gerektiğini bilmeleri açısından çok önemli bir noktadır. Yatıştıran beden dili ve uyaran beden dili ile ilgili bilgileri daha önceki yazılarımızdan okuyabilirsiniz.

Herkes birer hayvan hakları savunucusu olsun demiyorum ama hayvan haklarına saygılı bireyler yetiştirmek, hayvanlara empati kurabilmek, toplum bilincini yükselten, saygıyı artıran ve dolayısı ile daha huzurlu bir toplum olabilmek için çok önemli bir dönüm noktasıdır.

Bu noktada konu sadece köpek ve kedi sevgisi olmaktan çıkıyor. Canlı cansız tüm varlıkları bir bütün olarak kabul etmek, bu bütünün bir düzen ve denge içinde yürüdüğünü bilmek, bu dengeyi hep birlikte var olduğumuz sürece koruyabileceğimizin bilincinde olmak ve dengeyi korumak adına tüm varlıklara sevgi ve saygı duymak en yüce bilinç seviyesidir diye düşünüyorum.

Ancak bu bilinci oluşturarak, yerlere tükürmeyen, elindeki çöpü sokağa ya da denize atmayan, fabrikasına arıtma tesisi kuran, hayvanların ve özellikle köpeklerin ayaklı hastalık olduklarını düşünmeyen, çoğu hayvanın barınağı olan ormanları para uğruna yakıp yıkıp yok etmeyen, gösteriş uğruna binlerce canın katledilmesine göz yummayan zihniyette kişiler yetiştirebiliriz.

Doğayla gerçekten dost olan her kişi köpekleri de mutlaka sever ve korur. Sonuç olarak çevre sevgisi ve bilinci oluşturabildiğimiz her çocuk, geleceğimiz için bir yatırımdır.

Neşe Öztürk
Profesyonel Pozitif Köpek Eğitmeni

Tüm Pozitif Köpek Eğitimi Haberleri